Mardin’in kendine özgü çok katmanlı kent dokusu, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olması sebebiyle tasarım alanı olarak Mardin seçilmiştir. Şehirde etkin olarak görülmesi mümkün olan dolu-boş ilişkisi, katmanlı yapılaşma ve araziye saygı duyacak şekilde kütlelerin biçimlenmesi ve yerleşimi tasarım sürecinde etkili olmuştur. Kıble yönüne göre şekillenen avlunun etrafında toplanan kütlelerin birbiri arasındaki geçirgen yerleşimi farklı mekansal ve kentsel boşlukları oluşturma olanağı sağlamıştır. Arazideki kot farkından faydalanarak yapılar, çökertilmiş avlu etrafında toplanmıştır. Avluya arazinin dört bir tarafından girişi sağlanarak kentsel bir düğüm ve geçiş noktası oluşturulmuştur. Park dokusunu araziyle bütünleştirmek için parkın devamı olan kısım peyzaj olarak işlenmiştir. Kıble yönü dikkate alınarak tasarlanan duvarlar, sokak kavramına referans olmaktadır. Sokaktan çıkılan geniş kentsel boşluk, kullanıcılara farklı mekansal deneyimler sunmaktadır. Araziye yerleşme kararları verilirken kıble yönü referans olarak alınmıştır. Avlu etrafına dizilen yapıların dolu-boş analizleri üzerinden tasarlanmıştır. Yapıların kendi özel avluları ile birlikte özelleşmiş alanlar yaratılmıştır. Böylece genel mekanlardan özele giden bir kurgu oluşturulmuştur. Mardin’in kendine özgü yapı malzemesi olan taş dokusunu yeni yerleşim yerinde yaptığımız tasarımda kullanarak modern olanla eski olanı, zıtlığın estetiği kullanılmıştır. Aynı zamanda malzemenin kendine özgü olan ısıl dengeyi koruma özelliği kullanılmıştır. Yeni yerleşim yerinde konumlanan tasarımdaki taş dokusu ahşapla harmanlanmıştır.